SK

Çağımızı tanımlayacak bir ifadeye ihtiyacımız olsaydı, bu kesinlikle baş döndürücü değişim olurdu. Bunu izleyen durum ise bu baş döndürücü değişimlere ayak uydurma çabası olurdu. Hayatı köklü bir dönüşüme uğratan tüm gelişmelerin dayatmalar içerdiği söylenebilir ve bu da şu soruna yol açar; biz hayatımızın faili miyiz? Hayatımıza dahil ettiğimiz her teknolojiye ve bu teknolojilerin yol açtığı köklü toplumsal değişikliklere eşlik eden bir eleştiri ve düşünme süreci olması gerektiği fikri, tartışma ve düşünce platformlarının artmasını gerekli kılmıştır.

Bu düşüncelerden hareketle Sosyokritik ortaya çıktı. Sosyokritik odağına toplumu ve eleştiriyi almaktadır. Kritik yani eleştiri kelime kökeni itibari ile Yunancaya dayanmaktadır. Kritik bir şeyin niteliğini değerlendirmek ve irdelemek anlamına gelir. Kritik kriterlere dayanarak muhakeme etme, şeyler arasındaki farkları ve ayrımı değerlendirme faaliyetidir. Kriter ise eleme için kullanılan aleti ve ölçütü ifade eder. Dolayısı ile kritik eleğin üstünde kalan yani nitelik açısından dayanıklı olan şeye işaret eder. Buradan hareketle eleştirinin düşünce dünyasında canlı tutulması niteliği yükseltme işlevi görür.

Baş döndürücü değişimin devamlı eleştirilmesi (diyalektik tutum) ve dayatılan değişimlerin irdelenmesi (faillik tutumu, agency) ölçüt alınmıştır. Düşünce özgürlüğü esas alınarak birlikte düşünme ve eleştirme arzusu taşıyoruz. Eleştiriyi demokratik bir kurum olarak konumlandırarak toplumsal tartışmayı (public debate) sürdürme aracı olarak görmekteyiz.